Sağlık Politikalarında Global Yaklaşım Nasıl Olmalı?Sağlık Politikaları: Global YaklaşımProf. Dr. H. Erdal AkalınHacettepe Üniversitesi Emekli Öğretim ÜyesiAcıbadem Üniversitesi Mütevelli Heyeti ÜyesiAcıbadem Üniversitesi Sağlık Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi; tarafsız ve bilimsel bir eşgüdüm yaklaşımı temelinde, ortak akıl ve katılımcılık ilkeleriyle sağlık politikaları konusunda; yenilikçi ve iyileştirici çözümleri tartışmaya açmak, bu hususlarda model üretmek, araştırma yapmak, proje geliştirmek, donanımlı insan kaynağı yetişmesine katkı sağlamak, oluşan bilgi ve deneyimi ulusal ve uluslararası işbirliği içinde toplantı ve yayınlar yaparak ilgili karar vericilerle paylaşmak amaçlarına hizmet ve öncülük etmek üzere kurulmuştur.Dünyadaki benzer kurumların misyonları da çok benzerlik göstermektedir. Bugün sağlık konusu bir veya iki profesyonel grubun tekeline bırakılacak bir konu olmaktan çıkmıştır. Kişinin ve toplumların sağlığını iyileştirmek ve sürekliliğini sağlamak ancak multidisipliner bir yaklaşım içerinde olabilir. Bu disiplinler arasında yer alması gerekenlerden bazıları şunlardır: Klinik hizmet sunucular, temel bilimciler, biomedikal araştırmacılar ve uygulayıcılar, sağlık sistemleri yöneticileri, toplum sağlığı uzmanları, global sağlık uzmanları, sağlık hukuku uygulayıcıları, sosyal bilimciler ve etik uzmanları.Acıbadem Üniversitesi Sağlık Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi de kurulmasından bu yana kuruluş amaçlarına ve global sağlık politikaları yaklaşımına uyan bir çalışma içine girmiş olarak görünmektedir.**Sağlık, global bir sorun olmaya devam etmektedir. **Sadece Ebola, kuş gribi veya Zika virüs salgınları konu olduğu zaman küresel yaklaşımlar içine girme veya sorunun global bir sorun olduğunu kabul etme devri geride kalmıştır. Tüm dünya belli global sorunlar etrafında birleşmekte, bunlara ortak sorunlar bulmaya ve birbirinden öğrenmeye çalışmaktadır.Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere, pek çok gelişmiş ülkede sağlık hizmetleri tekrar gözden geçirilmekte ve reform çalışmaları yapılmaktadır. Harvard Üniversitesi Sağlık Politikaları Profesörü David Blumenthal’e göre tüm dünyada sağlık sistemlerini zorlayan önemli nedenler bulunmaktadır:Global ekonomik zorluklar,Yaşlı nüfus ve kronik hastalıklarda artış,Hızla ilerleyen biomedikal teknoloji,Artan sağlık hizmeti ihtiyacı,Sağlık sistemlerinin bu zorlamalara ayak uyduramaması.(David Blumenthal, Driving Health System Transformation, The Commonwealth Fund 2011 International Symposium on Health Care Policy, 5 December 2011).Benzer engelleri öne süren bir diğer bilim adamı da University of San Francisco (UCSF) Tıp Merkezi Başkanı Dr. Daniel Kraft olmuştur. Dr. Kraft, bu zorlayıcı nedenlerin çok önemli sağlık hizmeti uygulamalarını da etkilediğini ve bir dizi uygulamada sorunlar ortaya çıktığını belirtmiştir. Sorunlar yaşanan uygulamalar şu şekilde sıralanmıştır:Klinik uygulamalarda ciddi varyasyonlar (kalite sorunu, maliyeti arttıran bir neden)İnformasyon ve informasyon teknolojisi kullanımında yetersizlik,Yaygın, parçalı hizmet sunumu, integre (bütünsel) hizmet sunumuna direnç,Uygulamalarda dublikasyon, yaygın defansif tıp uygulamaları ve israf,İnovasyona adaptasyonda gecikme.(Daniel Kraft, UCSF, June 2011).Bu görüşler sadece ABD’de değil tüm dünyadaki sağlık sistemleri ile ilgili sorunları gözler önüne sermektedir. Ekonomik sıkıntılar son 2-3 yıldır tüm dünyada yaşanmakta, sağlık hizmetinin maliyeti hem gelişmiş, hem de gelişmekte olan ülkelerde artmakta, ülkeler sağlık harcamalarını karşılamakta güçlük çekmektedirler. Bu zorlamaların sonucunda da verilen sağlık hizmetinin kalitesinde sorunlar yaşanmakta, erişilebilirlik sorunu gündemden düşmemekte, önemli bir sorun olarak da sağlık harcamalarında israf tartışılmaktadır. Avrupa’daki durumu özetleyen yeni bir rapor University College London (UCL) tarafından yayınladı. Raporun önemle vurguladığı konular şunlar:Sağlık hizmeti sunumu sadece tıbbi bakım değildir.Sağlık hizmetinin kalitesini sürdürebilmek önemli bir sorundur.Sağlık hizmetine erişilebilirliğin devamlılığı önemlidir.Sağlık harcamalarının yönetimi ciddi bir sorundur.(The European Institute. Future of Healthcare in Europe-Meeting future challenges. UCL Policy Briefing, January 2012).Dünya Sağlık Örgütü-Avrupa bölümünün (WHO-Europe) 2020 vizyon çalışması“Health 2020: The new European policy for health and well being” raporunu açıkladı. Raporda Avrupa ülkelerinin çoğunda önemli iyileşmeler olduğu belirtilmekle beraber, gelişimin tüm ülkelerde eşit ve benzer olmadığı belirtiliyor. Bu bölge ülkelerinin hala önemli sağlık sorunları olduğu ve bunlarla ilgili önlemlerin alınması öneriliyor.Avrupa bölgesinin önemli sorunları olarak belirlenen konular şunlar:Toplum ve bireylerle ilgiliYaşam süresinin uzaması ve çocuk sayısının azalması,Ülke içinde ve ülkeler arasında göç ve şehirleşmenin hızlanması ve şehirlerin büyümesi.Hastalık yükünde kaymaBulaşıcı olmayan hastalıklarda artış (kronik hastalıklar) ve hastalık yükünün önemli sorumlusu olmaları,Sağlıklı yaşam yıllarında azalma (özellikle kardiyak hastalıklar ve depresyon nedeni ile).Bulaşıcı hastalıklarHIV ve tüberkülozun (özellikle dirençli MTB) hala Avrupa ülkeleri için önemli olması,Hem toplumsal hem de hastane infeksiyonlarına neden olan bakterilerde antibiyotik direncinin artması.Sağlık sistemlerinin sorunlarıSağlık harcamalarının hızla artması,Primer sağlık hizmeti sunumunda (birinci basamak, aile hekimliği, v.b.) yetersizlikler, koruyucu sağlık hizmetlerinin öneminin anlaşılamaması ve uygulamada yetersizlikler,Toplum sağlığı yaklaşımlarının bu dönemin gerisinde kalmış olması.Ne yapılmalı?Sağlık hizmeti sunumunun ana hedefleri olarak üç konu saptanmıştır (R Brook, Clin Perform & Quality Health Care 1996):Herkese gerekli ve uygun sağlık hizmetini sunmak (ulaşılabilirlik),İsrafı önlemek ve ihtiyaç duyulan hizmeti verimli bir şekilde sunmak (maliyet),Verilen hizmetin her düzeyde kalitesini iyileştirmek ve farklılıkları azaltmak (kalite).Kalite iyileştirme kavramı bu hedeflerin belirlenmesi ile birlikte sağlık hizmeti sunumunun bir parçası olmuştur. Institute of Medicine, kalite ile ilgili en önemli raporunda, “Crossing the Quality Chasm; A New health System for the 21st Century” (2001), Amerikan sağlık sisteminde iyileştirilmesi gereken altı önemli konuyu belirlemiştir. Her ne kadar yüksek-kaliteli sağlık hizmetinin tek bir tanımı yoksa da, çoğunluk Institute of Medicine’nın raporunda belirlenen altı anahtar özelliği yüksek-kaliteli sağlık hizmetinin ana unsurları olarak kabul etmektedir. Bu özellikler şunlardır:Güvenli (safe),Etkili (effective),Hasta-odaklı (patient-centered),Verimli (efficient),Zamanında (timely) veEşit (equitable).Tüm bu özellikler çok önemlidir. Yapılan çalışmalar özellikle ilk üç özellikte ciddi yetersizlikler olduğunu göstermektedir. New England Journal of Medicine’da bir yazı yayınlandı; “Putting Quality on the Global Health Agenda” (Kirstin W. Scott, and Ashish K. J. Putting Quality on the Global Health Agenda. N Engl J Med 2014;371:3-5). İki Harvard üniversitesi bilim insanı tarafından yazılan makale çok ışık tutucu! Tartışılan konulara kısaca göz atalım.Hasta güvenliği son derecede kritik bir konudur. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) yaptığı çalışmalara göre hasta güvenliği ihlalleri, tıbbi uygulama hataları, medikasyon hataları, yanlış veya geç tanı koyma, sağlık hizmeti ilişkili infeksiyonlar düşük ve orta gelirli ülkelerde en önemli ölüm ve düşük kaliteli yaşama neden olan faktörlerdir.Çoğu zaman da verilen sağlık hizmeti etkili olamamaktadır. Bu konudaki en önemli etken yanlış veya geç tanı koyma sorunudur. Angina, astım, çocukluk çağı ishaller gibi klinik durumlar tanı koyma sorunlarının başında gelmektedir. Sonuçta yanlış veya uygun olmayan tedavi ölüme, tedavinin başarısız olmasına ve ekonomik kayıplara neden olmaktadır.Hasta-odaklılık tüm dünyada üzerinde çok durulan konulardan birisidir. Bunun sağlanabilmesi için yapılması gereken en önemli değişiklik, doktor ve sağlık çalışanlarının hastaya yeterli zamanı ayırabilmelerinin sağlanmasıdır. Nicelik öncelikli sağlık hizmeti sunumlarının en kısa sürede nitelik bazlı ve değerlendirmeli hizmet sunumu şekline geçirilmesi gerekmektedir.Böyle bir sistemin başarılı olabilmesi için yapılacakları da, yine aynı rapor şu başlıklar altında belirlemiştir:Hastaya odaklanmak,Kalite iyileştirme programlarını uygulamak,İnsan kaynakları (eğitim ve sayı olarak yeterli),Enformasyon teknolojisinin kullanımı,Sonuçların ölçülmesi ve performans değerlendirmesi (outcomes),Stratejik planlama.Son olarak da “kültür değişimi” ile “değişime direnç” sorununu çözümlemek gerekmektedir. Sağlık hizmetinde kalite iyileştirme bir kültür değişimi programıdır. Doktorlar başta olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının kanıta-dayalı tıp uygulamaları, hasta güvenliği, hasta memnuniyeti, toplam kalite iyileştirme ve iletişim gibi konularda eğitilmesi ve neden eğitildiklerini de anlamaları gerekmektedir.“Triple Aim”Uzun zamandır sağlık sistemlerinin iyileştirilmesi için çalışan Berwick ve arkadaşlarının “Triple Aim” “Üçlü Hedef veya Üç Hedef” kavramı, üzerinde durulması gereken önemli bir kavram. Hizmet sunumu (kalite), maliyet ve toplumların sağlığı hedeflerinin kanıta-dayalı uygulamalarla iyileştirilmesi “Global Sağlık Politikaları” hedefleri arasında yer almalıdır.(The Triple Aim: Care, Health, And Cost, Donald M. Berwick, Thomas W. Nolan, and John Whittington, Health Affairs 27, no. 3 (2008): 759–769).Unutmayalım;“Our Health is Global!” “Learn Globally, Act Locally!”(Our health is global, Alan R. Weil, Health Affairs, 33, no.9 (2014):1502).ÖzgeçmişDr. H. Erdal Akalın 1970 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmuştur. Amerika Birleşik Devletleri’nde Illinois Üniversitesi Hastanesi’nde İç Hastalıkları (1971-1974) ve İnfeksiyon Hastalıkları Uzmanlık eğitimlerini (1974-1976) almıştır. Dr. Akalın 1976 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalında öğretim görevlisi olarak çalışmaya başlamıştır. 1981-1983 tarihleri arasında Illinois Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı İnfeksiyon Hastalıkları Ünitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapmıştır. 1983 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı bünyesinde İnfeksiyon Hastalıkları Ünitesi’ni kurmuş ve 1994 yılı Eylül ayına kadar bu ünitenin başkanlığını yapmış ve bir dönem Tıp Fakültesi Dekan yardımcılığı görevinde bulunmuştur.1980 yılında doçent, 1988 yılında da profesör olan Dr. Akalın 1994-2007 yılları arasında Pfizer İlaçları Ltd. Şirketi’nde medikal danışman ve genel müdür yardımcısı olarak görev yapmıştır. Pfizer Türkiye’deki görevlerine ek olarak Avrupa ve Dünya Anti-infektif Takımlarında yer almış, antiinfektif mükemmeliyet merkezi takımının liderliğini üstlenmiş, yeni ürün geliştirme takımları ve sağlık ekonomisi ile ilgili “outcomes research” gruplarında çalışmıştır. Bu arada ilaç sektörünü değişik platformlarda (TUSIAD, TUBITAK, TUBA, akademik kurumlar gibi) temsil etmiştir.Dr. Akalın, 2007-2009 yılları arasında Acıbadem Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Acıbadem Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tıbbi Konulardan Sorumlu Danışmanı görevlerinde bulunmuştur.Antibiotik kullanımı, direnç mekanizmaları, hastane infeksiyonları, sürekli tıp eğitimi, sağlık ekonomisi (outcomes research), sağlık politikaları, hasta güvenliği ve sağlıkta kalite iyileştirme programları araştırma ilgileri arasındadır. Kendisinin uluslararası ve ulusal dergilerde yayınlanmış 250’nin üzerinde makalesi, 52 kitap bölümü, editörlüğünü yaptığı 8 kitap, uluslararası ve ulusal kongrelerde sunulan 500’ün üzerinde bildirisi, eğitim amacı ile geliştirilmiş 11 bilgisayar programı bulunmaktadır. Oniki ulusal ve uluslararası derneğin üyesidir. “American College of Physicians” ve “Infectious Diseases Society of America” derneklerinde “fellow” olarak kabul edilmiştir. Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği Yönetim Kurulu Başkanı olarak, 2008-2010 yılları arasında görev yapmıştır. Dr. Akalın, “International Society of Chemotherapy”de 1999-2007 yılları arasında “Honorary Treasurer” görevini üstlenmiştir.Bir çok ödülü bulunan Dr. Akalın evli ve iki çocuk babasıdır.
Haber Tarihi:
Son güncelleme tarihi: 27.04.2023