Ana içeriğe atla

Tıp Eğitiminin Sağlık Sistemleri Ve Politikalarına Etkisi

Toplum Sağlığının Gelişiminde Tıp Eğitiminin ve Tıp Fakültelerinin RolüTıp Eğitiminin Sağlık Sistemleri ve Politikalarına EtkisiToplum Sağlığının Gelişiminde Tıp Eğitiminin ve Tıp Fakültelerinin RolüTıp eğitimini sağlık hizmetlerinin de içinde bulunduğu daha büyük ve karmaşık bir sistemin parçası olarak görebilirsek şu soruyu sormak daha anlamlı hale geliyor: Tıp eğitimi hangi açıdan sağlık sitemleri ve politikaları ile ilişkilenmiştir?Buna yanıt verebilmek için, öncelikle tıp eğitiminin toplumla olan ilişkisini ve temas alanlarını tanımlamak gerekir.Tıp fakültesi, programına öğrenci kabul ederken toplumla yaptığı bir sözleşmeye dayanır ve elle tutulmayan ancak varlığı kabul edilen bu sözleşme ile mezun olacak öğrencilerin hekimlik yeterliklerini sağlama sorumluluğunu üstlenir. Tıp öğrencileri fakülteden mezun olup sağlık sisteminin içinde hizmet sunmaya başladıklarında yetkin hekimler olduklarına dair bir güvenceyi böylelikle taşırlar. Fakültelerin bir tür toplumsal sözleşme ile oluşan bu sorumluluğu sadece altı yıllık lisans eğitimi için değil, uzmanlık eğitimini ve sürekli eğitimi de kapsar.1988’de Dünya Tıp Eğitimi Federasyonu’nun çok geniş bir uzlaşı ile oluşturduğu Edinburgh Bildirgesi (1) dünyada tıp eğitimini şekillendirecek köklü bir dönüşümün habercisi olmuştur. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), tıp eğitiminin bu şekilde “Herkes İçin Sağlık” hedeflerine yöneldiğini vurgulamış ve üye ülkeleri Bildirge’de yer alan yaklaşımlara ve önerilere ciddi şekilde destek vermeye çağırmıştır (2). Burada bir parantez açarak, “Herkes İçin Sağlık” hedeflerinin DSÖ ve UNICEF’in 1978’de Alma-Ata’da yaptığı ve sonraki yıllarda sağlık hizmetlerini derinden etkileyecek toplantıya dayandığını vurgulamak gerekir. Alma-Ata Bildirgesi’nin temelinde sağlık hakkı vardır ve sağlık gereksinimlerini tüm insanlar için karşılayan, eşitlikçi, ulaşılabilir bir sağlık sistemi oluşturulmasını öngörmüştür (3). Bu yaklaşım birçok açıdan sağlık hizmetlerinin özünü oluşturmaya devam etmektedir. 2018 yılında DSÖ tarafından düzenlenen Temel Sağlık Hizmetleri Küresel Konferansına ait Astana Bildirgesi’nde şöyle denmiştir: “Alma-Ata Bildirgesi'nin kırkıncı yıldönümünde, başta adalet ve dayanışma olmak üzere tüm değer ve ilkelerine bağlılığımızı yineliyoruz ve sağlığın barış, güvenlik ve sosyoekonomik gelişme için önemli olduğunun ve bunların birbiriyle bağlantılı olduğunun altını çiziyoruz” (4). Birçok insan için sağlıklı kalmanın çok zor olduğu, sağlıktaki eşitsizliğin sürmekte olduğu ve bunun etik, politik, sosyal ve ekonomik olarak kabul edilemez olduğu yine aynı Bildirge’de vurgulanmaktadır. Aradan kırk yıl geçse de toplumların sağlık gereksinimleri ve insanların sağlık hizmetlerine ulaşma ve kullanmaları açısından öncelikli sorunlarının benzer şekilde devam ettiğini görüyoruz. Bu açıdan bakıldığında, sağlık sistemlerine temel sağlık hizmetleri yönelimli yaklaşımın ve Edinburgh Deklarasyonu ile vurgulanan eğitim ilişkisinin daha da güçlendiğini söyleyebiliriz.Tıp eğitimi bağlamına geri dönelim. Edinburgh Deklarasyonu’nda yukarıda bahsettiğimiz konu ile ilgili öne çıkan ilke ve stratejileri şu şekilde ifade edebiliriz:• Eğitimin sadece hastanelerde değil, hizmetin verildiği tüm ortamlarda gerçekleşmesi (toplum tabanlı tıp eğitimini ifade ediyor);• Programın toplumun önceliklerine göre tasarlanması (toplum yönelimli tıp eğitimini ifade ediyor);• Mesleksel yetkinlik ve sosyal değerlerin kazanıldığını anlamak üzere ölçme değerlendirme sisteminin oluşturulması;• Sağlığın korunması ve geliştirilmesine ağırlık verilmesi;• Ortak politikalar geliştirme, programları planlama, uygulama ve değerlendirme konularında Sağlık ve Eğitim Bakanlıkları, toplum sağlığı hizmetleri ve ilgili diğer paydaşlar arasında işbirliğinin geliştirilmesi;• Öğrenci alımında ulusal gereksinimler ile uyumlu politikaların oluşturulması;• Sağlıkla ilgili diğer mesleklerle ortak öğrenme, araştırma ve hizmet olanaklarının artırılması;• Sürekli tıp eğitimi için kaynak sağlanması.Tıp eğitimi programını içinde bulunduğu toplumun gereksinimlerini tam olarak karşılayacak şekilde yapılandırmak olarak ortaya çıkan bu yeni paradigma, tıp eğitiminin anlamını, içeriğini ve yöntemlerini etkileyecek çok önemli bir süreci de başlatmış oldu. Bugün artık tıp eğitiminin biyomedikal bilgi ve becerilere yönelik kazanımları olmasının ötesinde, eğitimin toplumdaki sağlık gereksinimlerini karşılamasını ve sağlık sistemi ve politikaları ile ilişkilenmesini bekliyoruz. Tıp eğitiminin amacı tüm insanların sağlık düzeyini yükseltecek hekimler yetiştirmek olduğuna göre, tıp eğitiminin ülkenin sağlık önceliklerine göre planlanması; eğitimin sadece hastanelerde değil, toplum içinde yürütülmesi ve paydaşlar ile işbirliğinin geliştirilmesi kaçınılmaz olarak tıp fakültelerinin öncelikleri arasında yer almalıdır.Üniversitelerin toplumsal sorumluluklarından biri sağlık politikalarının belirlenmesine ve sağlık hizmetlerinin adil, nitelikli ve uygun bir şekilde verilmesine katkıda bulunmaktır. Bu yaklaşım DSÖ’nün tıp fakülteleri için tanımladığı bir yükümlülük ile örtüşmektedir: Tıp fakültelerinin eğitim, araştırma ve hizmet faaliyetlerini toplumun öncelikli sağlık sorunlarına yönelik oluşturmaları ve bu sorunların, hükümetler, sağlık kuruluşları, sağlık çalışanları ve toplum tarafından ortaklaşa belirlenmesi (5). Tıp fakültesinin toplumsal misyonu olarak da ifade edebileceğimiz ve “sosyal güvenilirlik” olarak kavramsallaşan bu yaklaşım için küresel uzlaşma ile on strateji başlığı belirlenmiştir (6):1- Toplumun sağlık gereksinimlerini öngörmek,2- Sağlık sistemi ve diğer paydaşlarla ortaklık,3- Hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının değişen rollerine uyum sağlamak;4- Çıktı temelli eğitimi teşvik etmek;5- Tıp fakültesinde duyarlı ve sorumlu bir yönetim oluşturmak;6- Eğitim, araştırma ve hizmet sunumu için standartların kapsamını geliştirmek;7- Eğitim, araştırma ve hizmet sunumunda niteliğin gelişmesini desteklemek;8- Akreditasyon için zorunlu mekanizmalar kurmak;9- Özgün şartlar ile küresel ilkeleri dengelemek;10- Toplumun rolünü tanımlamak.Son 30 yılda, özellikle sağlık sistemiyle entegrasyon konusunda sosyal güvenilirlik kavramında önemli gelişmeler oldu. Sosyal güvenilirlik, etkili, adil ve sürdürülebilir sağlık sistemi gelişimine katkıda bulunmak amacıyla tıp eğitimini planlamanın, uygulamanın ve değerlendirmenin bir yolu olarak şekillendi (7). Tıp fakültesi mezunlarının yeterlikleri açısından bakıldığında, mezunların sağlık belirleyicileri üzerinde çalışabilmesi ve sağlık sisteminde olumlu değişim yaratacak katkıyı sunabilmesi önem kazandı (8). Tıp fakültesinden mezun olan bir hekimin yeterlikleri içinde bu özellikler tanımlanmaya başlandı: “Sağlık profesyonelleri, sağlığı, toplumsal düzeyde korumak ve geliştirmek için temel becerilerle donatılmalıdır. Gerektiğinde sağlık kurumlarında liderlik yapabilmek için politikalar, yönetim ve finansman dahil sağlık sistemlerinin temellerini anlamalıdırlar” (9). Bunun da ötesinde, son yıllarda hekimin toplumsal sorumluluğu bir yetkinlik alanı olarak “sağlık savunuculuğu” başlığı ile ilişkilendirilmektedir. Hekimlerin uzmanlıklarını ve nüfuzlarını sağlığın geliştirilmesi için kullanmaları, hizmet ettikleri toplumla birlikte ihtiyaçları belirlemeleri, gerektiğinde sözcülük yapmaları ve kaynakları değişim sağlamak üzere seferber etmeleri hekimlerin rolü arasında sayılmıştır (10). Bu yeterlikleri geliştirmek için fakülteler sağlığın sosyal belirleyicileri üzerinde yoğunlaşan, halk sağlığının ve epidemiyolojinin ağırlıkta olduğu bir program geliştirebilir ve öğrencilerin toplum içinde (birinci basamak ve toplum tabanlı sağlık hizmetlerinde) eğitim almalarını sağlayabilir. Ayrıca, ilk yıllardan itibaren savunmasız gruplarla çalışmak ve bu alana yönelik projeler üretmek eğitimin bir parçası olabilir.Burada odaklanılması gereken, akademik kurumların ve programlarının toplumun sağlık durumu üzerinde ne kadar olumlu etki yarattığıdır (11). Dolayısıyla, program değerlendirmesinde iç ve dış değerlendirme yoluyla süreç ve çıktıya odaklanmanın ötesinde paydaşlarla birlikte etkiyi değerlendirmeye odaklanmak gerekir (8).Türkiye’deki tıp fakültelerinin sosyal güvenirlik kapasitelerini geliştirmelerine destek olabilmek için Tıp Eğitimi Programlarını Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (TEPDAD) tarafından paydaşların katılımı ile tıp fakültelerinin sosyal güvenilirliğine ait belirleyicilerin geliştirilmesine yönelik bir çalışma yürütülmektedir. Böylece tıp fakültelerinin eğitim, araştırma ve hizmet faaliyetleri ile sağlık sistemi ile ilişkilenmesi, hizmetin kalitesinin artmasına katkıda bulunması ve bir sağlık etkisi yaratma kapasitelerinin gelişmesi hedeflenmektedir.Tıp eğitimi çeşitli şekillerde sağlık politikalarının içinde yer alır ve bu politikalara yön verir. Toplum yönelimli, etkin ve kapsayıcı bir tıp eğitimine sahip sosyal güvenilirliği olan tıp fakültelerinin işbirliğine açık toplumlarda sağlığı geliştirici etkisini beklememiz mümkündür.KAYNAKLAR(1) Executive Board, 83.(‎1988)‎.World Conference on Medical Education, Edinburgh, 8-12 August 1988.World Health Organization. http://www.who.int/iris/handle/10665/163121 (Ulaşma tarihi 17.03.2019)(2) World Health Assembly, 42. (‎1989)‎. Edinburgh declaration on the reform of medical education. World Health Organization. http://www.who.int/iris/handle/10665/172229 (Ulaşma tarihi 17.03.2019)(3) https://www.who.int/publications/almaata_declaration_en.pdf (Ulaşma tarihi 17.03.2019)(4) https://www.who.int/docs/default-source/primary-health/declaration/gcphc-declaration.pdf (Ulaşma tarihi 17.03.2019)(5) Boelen, Charles, Heck, Jeffery E & World Health Organization. Division of Development of Human Resources for Health.(‎1995)‎. Defining and measuring the social accountability of medical schools. Geneva: World Health Organization(6) http://healthsocialaccountability.sites.olt.ubc.ca/files/2011/06/11-06-07-GCSA-English-pdf-style.pdf (Ulaşma tarihi 17.03.2019)(7) Boelen C. (2018). Coordinating medical education and health care systems: the power of the social accountability approach. Med Educ. 52:96–102(8) Boelen C, Dharamsi S, Gibbs T. (2012) The Social Accountability of Medical Schools and its Indicators. Educ Health;25:180-9(9) Core Committee Institute for International Medical Education.(2002). Global minimum essential requirements in medical education. Med Teach;24(2):130–5(10) Sherbino J, Bonnycastle D, Côté B, Flynn L, Hunter A, InceCushman D, Konkin J, Oandasan I, Regehr G, Richardson D, Zigby J. Health Advocate. In: Frank JR, Snell L, Sherbino J, editors. CanMEDS 2015 Physician Competency Framework. Ottawa: Royal College of Physicians and Surgeons of Canada; 2015.(11) Woolard B, Boelen C. (2012). Seeking impact of medical schools on health: meeting the challenges of social accountability. Med Educ.;46:21–27.

Haber Tarihi:

Son güncelleme tarihi: 27.04.2023