Üniversitemiz Sosyal Bilimler Enstitüsü ve Sağlık Bilimleri Enstitüsü Biyoetik Yüksek Lisans Programı iş birliğiyle “Biyoetik Günleri 3: Aşılar ve Biyoetik” başlıklı toplantı 22 Aralık 2021 tarihinde çevrim içi olarak gerçekleşti.Günümüzde COVID-19 salgını insan ve toplum sağlığını, ülke ekonomileri üzerinde yıkıcı etkisini sürdürürken; aşılar ve bağışıklama salgından çıkıp güvenli hayata dönüşte elimizdeki en etkili araç, bilimsel buluş olarak önemini korumaktadır. Oysa küresel çapta toplumsal bağışıklığa erişmede aşılamanın erişilebilir olması, yaygınlaşması hayati önem taşımaktadır. Salgına bağlı olarak, sağlık sistemi üzerinde yük artarken ağır hastalar içinde aşısız olanların önde oldukları saptanmıştır.Sosyal Bilimler Enstitüsü, Biyoetik Öğrenci Kulübü ve Sağlık Bilimleri Enstitüsü Biyoetik Yüksek Lisans Programı tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen bu toplantıda amaç, salgın hastalıkların toplumsal etkilerini multidisipliner olarak incelemek, aşı tereddüdünün belirleyenlerini, nedenlerini anlamak ve bilimsel araştırmalar ışığında verilerini ortaya koyarak toplumsal bağışıklığı tehdit eden bu toplumsal soruna yaklaşımda öneriler getirmektir.Üniversitemiz Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Figen Demir, Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Artvinli ile Biyoetik Kulübü Eş Başkanları Tıp Fakültesi öğrencimiz Gökberk Zeybel ve Hemşirelik Bölümü öğrencimiz Yaren Yengü Çalışkan‘ın yönettiği sempozyuma, Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Başkanı ve Biyoetik Yüksek Lisans Programı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yeşim Işıl Ülman, Viroloji Uzmanı Prof. Dr. Selim Badur, Hacettepe Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Yönetimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sevtap Metin konuşmacı olarak katıldı. Tıp Fakültesi 3. Sınıf öğrencilerimiz Beril Ay, Yaren Nur Demir, Mirkan Dikeç, Shahad Al-Amoudi ve Arshiya Abbaszadeh, aşı tereddüdü konusunda sağlık çalışanları ve tıp öğrencilerinin görüş ve tutumlarını inceleyen araştırmalarını sundu.Sempozyumda, Dünya Sağlık Örgütü araştırmaları ışığında aşı tereddüdünün belirleyenleri; uluslararası ve yurt içi bilimsel araştırmalarda elde edilen veriler ışığında; aşı tereddüdü tartışıldı. Çoğulcu, şeffaf, hesap verilebilir, eşitlikçi, kamuoyunda güven yaratan toplumsal politikaların önemine dikkat çekildi. Aşı karşıtlığı tarihsel bakış açısı ile incelenerek, bilimsel yanıltma şekilleri ve aşılar hakkında olumsuz inanışlar örneklerle irdelendi. Aşılara erişim ve dağıtımda eşitsizliklere dikkat çekilerek; salgın yönetimi ve bağışıklama çalışmalarında, kamuoyunda güven yaratan, erişilebilir, bilgilendirici kampanyalar yürütme; adil, ayrımcılık yaratmayan, katılımcı sosyal politikalar ve stratejiler uygulama ihtiyacına değinildi.Uluslararası bildirgeler ışığında, aşı zorunluluğu meselesinin hukuk ve etik açıdan ele alınmasında; ortaya çıkan ihtiyaçlar doğrultusunda, toplum sağlığı yararının bireysel özgürlüklerle birlikte ele alındığı, kişi özerkliğinin kamusal sorumlulukla dengelendiği, yasa tarafından öngörülen, orantılı, insan ve toplum sağlığını gözeten düzenlemeler önerildi.Toplantının kapanışında, aşıların insanlığın sağlık alanındaki en etkin mücadele araçlarından olduğu vurgulandı. Aşıya erişim ve aşılama hizmetleri küresel düzeyde yaygınlaşmadıkça, sağlık sisteminin taşıdığı yükün artarak devam edebileceği; COVID-19 salgını ve aşı tereddüdünün, insan ve toplum sağlığı açısından risk yaratacağı belirtildi. Biyoetik açıdan, özerkliğin sorumlulukla dengelendiği, yararın paylaşıldığı, adalet, hakkaniyet, şeffaflık, hesap verebilirlikle, güven değerleriyle yapılandırılmış stratejilerin önemi vurgulandı. Tıp, psikoloji, sosyoloji, siyaset bilim, etik, hukuk gibi interdisipliner bileşenleriyle, insan hakları ve onuru temelli, kamusal tartışmayı genişleten bütüncül yaklaşım önerildi.
Haber Tarihi: 10/12/2021
Son güncelleme tarihi: 18.12.2023